Cumhuriyet Halk Partisi ve Değişen Dönemler
Son on yılda Cumhuriyet Halk Partisi’nin başına gelenler pek kolay olmadı. Deniz Baykal döneminde, partideki sorunlar Baykal’la ilişkilendirilerek çözüme kavuşturulabileceği düşünülüyordu. Ancak zamanla işler farklı bir yön aldı.
2009 yılında İsveç merkezli İpekyolu Enstitüsü, Baykal’ın istifa edeceği ve yerine Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçeceğini öngören senaryolardan bahsetmişti. Aynı öngörüler ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Ankara Büyükelçiliği yazışmalarında da yer aldı.
Baykal’ın istifasının ardından Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan seçildi ve CHP’de ulusalcılarla yaşanan tartışmalar sonucunda Genel Merkezde değişiklikler yaşandı. Tasfiye edilen politikacılar arasında 50’den fazla isim vardı.
Kılıçdaroğlu farklı kesimlerle çalışarak başarılı bir yapı oluşturdu. Ancak seçimlerde beklenen sonuçlar alınamasa da siyasi bir başarı elde edildi.
Cumhuriyet Halk Partisi, seçmen kitlesini genel olarak Kemalizm, AK Parti ve Erdoğan düşmanlığı, ve yaşam tarzı korkusu gibi üç temel başlık altında kontrol altında tutmaktadır.
- Kemalizm: CHP, Atatürk’ü bir kalkan olarak kullanarak oylarını artırmaktadır.
- AK Parti ve Erdoğan düşmanlığı: CHP, genellikle Erdoğan karşıtı politikalar izlemekte ve FETÖ mirasını yansıtmaktadır.
- Yaşam tarzı korkusu: Parti, diğer muhafazakâr partileri tehdit olarak görmekte ve onlara karşı koyu bir tutum sergilemektedir.
CHP, genel olarak halkın %30’unu konsolide ederken, hiçbir somut girişimde bulunmadan popülerliğini sürdürmektedir. Ancak son dönemde partinin müteahhit organizasyonuna dönüşme riskiyle karşı karşıya olduğu söylenmektedir.
İmamoğlu’nun liderliğinde CHP’nin genetiği değişmiş ve Türkiye genelinde etkili bir konuma gelmiştir. Ancak CHP’nin gelecekteki başarısı belirsizdir ve parti hala üç temel refleksle hareket etmektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi, tarihi bir imtihanla karşı karşıyadır ve bundan nasıl bir sonuç çıkacağını hep birlikte göreceğiz.